umuttoker umuttoker

22 KASIM 2015 - ERKEK OLMAK

               22 Kasım 2015,  1 Mayıs 1959'dan itibaren 56 yıl 6 ay 21 gün demek bu. Bir ömür sığdırılan 56 yıl. Bir evlilik, iki çocuk ve çokta rahat olmayan bir ömrün süresi sadece 56 yıl. Babamın yaşadığı benim sadece 25 yılına şahit olabildiğim 56 yıl.

              22 Kasım 2015 sabahı 09:38'de dayımın telefonuyla gözlerimi açtım ve öğrendiğim şey ise babamın bir daha hiç açmamak üzere gözlerini dünyaya kapattığı oldu. Dünyada en kıymetlim diyebileceğiniz kaç insan sayabilirsiniz? Artık ben bir eksik sayıyorum. 25 yaşındayım, küçük denilemiycek ve çoğunun artık kendi ailesini kurduğu bir yaş bu. Kendimi "piç" gibi, hiç olmadığı kadar sahipsiz hissediyorum. Ne çok güzel anılarımız oldu babamla, ne övüne övüne anlatabileceğim şeyler yaşattı bana. Beni hiç bira kokmayan ağzıyla öptüğünü hatırlamıyorum mesela. Evet küçükken iğrenirdim o ıslak öpmelerinden. Hiç sormadım neden ayık kafayla öpmeye cesaret edemediğini veya neden içtiğini. Çok fazla anımız yok demiştim, işte onlardan biri şöyle;

              Babam bundan 7 yıl önce sara krizine benzer bir durum geçirirken acile kaldırılıyor, akciğer kanseri ve buna bağlı beyin tümörü tespit ediliyor. Bu tarihten sonra ameliyatlar, kemoterapiler vb. bir çok tedavi devam ediyor tabiki. Babamın beyin tümörü nedeniyle vücudu üzerindeki hakimiyeti de gün geçtikçe azalıyor. Elleri kendini tıraş edemeyecek kadar kötüleştiği bir gün bu görevi ben üstleniyorum. Babamı banyoda taburenin üstüne oturtuyor, sakallarını biraz sıcakça bir suyla ıslatıyorum. Traş köpüğünü bol bol köpürtüp sakkallarına sürüyorum. Yavaş yavaş tıraş etmeye devam ederken babam tedavilerin ve yaşlılığının getirdiği kırışıklıklar bana engel olmasın diye kah yanagını havayla doldurup şişirerek kah gıdığını eliyle gerdirerek bana yardımcı oluyor. Bu çok komik görüntüler doğuruyor, insanın babasını şebeklik(Gülmem için değişik tiplere de giriyordu) yaparken görmesi tabiki çok beklenmedik bişey(en azından benim için). Her şeye rağmen babamın yüzündeki bir beni istemsiz bir şekilde kanatmayı başarıyorum. Babam ise sadece "pis kandı boş ver aksın iyi olur." dedi. Bu saatten sonra o gülüşmeler kakara kikiri yerini dolu gözlere bıraktı. Çünkü bundan yıllar önce babamın bana anlattığı hikayede bundan farklı değildi. Daha ben doğmadan vefat eden büyük babamı son günlerinde tıraş eden babam aynı hatayı yapmış ve büyük babam da aynı cümleyi kurmuştu. Hikayenin olay örgüsü aynı ve sonuda kaçınılmaz şekilde aynı olacaktı. Bundan yaklaşık 1 yıl sonra babam vefat etti.

              Babamla olan son anımsa elimde kürekle baktığı gökyüzünü toprakla kapatmak oldu. Keşke daha fazla anımız, daha düzgün bir hayatımız olabilseydi.

              Baba, 25 yaşındayım ve şimdi herzamankinden çok daha fazla o bira kokulu öpücüklerine ihtiyacım var. Sen burdayken belki çok söyleme fırsatım olmadı ama Seni Çok Seviyorum. Bana yaptığın her şey için sana minnettarım. Yapamadıkların içinse üzülme. Rahat uyu.